8 Eylül 2011

senden sonra


Sensiz geçen kaçıncı gün, kaçıncı hafta bilmiyorum. Bir zaman sonra saymayı da bıraktım.
"Kalbimin ritmini bozan sen, artık yoksun" bunu kabullenmek ne kadar zamanımı aldı biliyor musun?
Senden sonra çok şey değişti hayatımda.
Eskisi gibi derli toplu değil her yer. Gardırobum düzenli değil. Ayakkabılarım kapının hemen yanında bir hizada sıralı değil. Tencere tabak kullanmıyorum, zaten senden sonra çok yemiyorum. Birkaç yeni küllük aldım. Evet evet unutmadan söyleyeyim ben sigaraya başladım.
Tek değişen bunlar değil ki bende değiştim. Bir kere kalbim coşkulu şekilde, göğüs kafesimi kırarcasına çarpmıyor eskisi gibi. Gözlerimin altı kızıldan mora doğru halka halka iniyor.
Sanırım kiloda verdim, pantolonlarım bollaştı.
Aynaları kırdım, torbalara doldurdum elle toplayabileceğim parçalarını. Küçük parçalar hala yerde. Toplamaya üşeniyorum nasılsa bir ben görüyorum onları. Bak artık kabullendim, senin gelmeyeceğini.  
Şimdi söylerken sadece kalbime ince bir sızı hakim. Dediğim gibi kolay olmadı kendimi zapt etmek.
İlk hafta; uyumak sadece uyumak istedim. Uyumak istedim çünkü uyandığımda bu kötü kabusun biteceğini umdum.
Sonralar anladım uyumak çare değil. Deli gibi özlüyordum seni, sesini, tenini, kokunu...
Ve her yere resimlerini astım; en sevdiğim kupamın üzerine, duvarlara, camlara, tavanlara. Her yere, görebildiğim her yere senin resimlerinle donattım.
Çıldırdığımı düşündüler ama hayatımda ilk defa kendimi bu kadar mantıklı hissediyordum.
Sonra resimler yavaş yavaş düşmeye başladılar, bende yerden almadım.
Resimler gibi her şey yavaş yavaş anlamını yitirdi. Bende anlam kazanması için uğraşmadım.
Bunları neden yazdım bilmiyorum.
Seni unutmadım ama fazla düşünmemeye çalışıyorum.
Aslında sevgilim ben seni çok özledim bir tek bunu bil istiyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder